Assos’u oluşturan bölgeleri yeni keşfedecekler için kısaca bölgelere ayırmak istedim.
Antik Liman + Behramkale Köyü = Assos Antik Kenti
Antik Liman Assos’un deniz kıyısı, Behramkale de tepesi.
Kadırga Koyu – Kadırga Koyu ise Assos’un denize açılan koyu.
Assos Antik Kent
Bir yerleşim yeri olarak Assos’un 3000 yıllık bir tarihi var. MÖ. 6.yüzyılda karşı komşu Midilli’den (Lesvos) buraya gelen Yunanlar tarafından denizden 236 metre yükseklikteki sönmüş bir volkanik tepe üzerine kurulmuş. Bu nedenle sert ve dayanıklı bir volkanik bir taş olan andezit bazlı şehrin temel yapıları bu günlere kadar ayakta kalabilmiş. Roma dönemi antik tiyatrosu, Athena Tapınağı, agora, nekropol (mezarlık) ve M.Ö. 4. yy’da inşa edilen, kenti çepeçevre saran 3200 metre uzunluğunda 20 metre yüksekliğindeki surlar görülebiliyor.
Amfi tiyatro Assos amfi tiyatrosu, her ne kadar orijinalinde 2500 kişi kapasiteli bir Roma amfi tiyatrosu olsa da neredeyse tamamen yıkılmış. Daha sonra restorasyonlarla aslına uygun şekilde yeniden yapılmış. Gerçekten güzel bir çalışma olmuş.
Athena Tapınağı Kentin en yüksek noktası. Bu tapınağın özelliği, ende 6, boyda 13 olmak üzere Antik Çağ’dan kalma Anadolu’nun ilk ve tek dorik sütunlu tapınağı olması. Tapınak ismini Zeus’un kızı, 12 Olympos tanrısından biri, sanat, strateji ve barış tanrıçası, Assos’un koruyucusu Athena’dan alıyor. Her ne kadar amfi tiyatro gibi Athena Tapınağı da aslına uygun şekilde tekrardan canlandırılmış olsa da bizce ortaya çıkan sonuç çok başarılı bir restorasyon örneği.
Antik Kent’e ilk kazı kafilesi 1881-1883 yılları arasında Amerika’dan gelmiş. Bu dönemde Athena Tapınağı’nda bulunan heykeller ve bazı frizler Amerikalı arkeloloji ekibi ile birlikte gitmiş. Ardından kazılar 80’lere kadar durmuş. 1981’de ilk olarak nekropol bölümü ortaya çıkmış. Hatta bu bölüm ortaya çıktığında lahitlerden çıkarılan tarihi buluntular tarihi eser kaçakçılarına kurban gitmekten kurtulamamış. Antik kentten çıkarılan eserler Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nde görülebiliyor. Tapınak sütunlarının üzerindeki frizlerin bir kısmı da İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde saklanıyor. Bir kısmı diyoruz çünkü geri kalanı Boston Müzesi ve Louvre Müzesi gibi dünyanın bir ucundaki yerlerde.
Behramkale
Burası tarihi dokusu iyi muhafaza edilmiş köylerimizden. Zaten sit alanı kapsamında koruma altında. Eskiden burada şehiri çevreleyen bir kale, içinde de evler varmış ama kale büyük ölçüde yıkılmış. Farklı medeniyetler yüzyıllarca katman katman izlerini bırakmış, zaman zaman yerleşim planı, zaman zaman sakinleri değişmiş ama her yeri beton yapma akımına yenilmeden Rum tarzı taş evleri, Arnavut sokakları ile günümüze kadar gelmiş. Şimdilerde o evlerde köyün sakinleri, bir iki ufak işletme, bir iki de butik otel var. Buraları turlamak, köyün manzaralı kahvesinde bir sakızlı kahve içmek için güneş batmadan 3 saat önce burada olun.
Aslında Antik Kent döneminde, Behramkale diye bir yer yokmuş. Kale duvarları ile çevrili Assos Antik Kenti en tepeden tapınak alanı olmak üzere, teras teras denize kadar inen planda bir şehirmiş. Yani yerleşim daha çok yamaçlara ve sahile kuruluymuş. Ama Osmanlılar bölgeye yerleşince, yerleşim deniz tarafında değil tam ters yönde gelişmeye başlamış ve tapınağın olduğu bölge yerleşim alanı olarak Behramkale ortaya çıkmış.
Kadırga Koyu
Zamanında Osmanlı donanmasının merkezi Midilli Adası’ymış. Midilli’den sefere çıkan kadırgalardan savaş dönüşü hasarlı olanlar Midilli’nin karşısına denk düşen bu koya çekilip tamir edilirmiş. İşte Kadırga Koyu’nun ismi bu fonksiyonundan geliyor. Şimdilerde bu koy tüm Assos ve çevresini mavi bayraklı, berrak denizi ve tertemiz, geniş ve taşlık/kumluk sahil şeridiyle popüler denize girme noktası.
This is dummy copy. It is not meant to be read. Accordingly, it is difficult to figure out when to end it. If this were real copy, it would have ended long ago, because‚ as we all know‚ no one reads body copy, and even fewer read body copy this long. But then, this is dummy copy. It is not meant to be read. Period.